
Atmosferimiz güneşteki patlamalar ile uzaydan gelebilecek olan bir çok etkiyi bizlerin lehine olacak şekilde yönlendirirken başka bir yaklaşımla radyasyon yaymaktadır. Bakış açısına göre her iki yorum da doğrudur ancak ürün tasarımlarındaki EMC sorunlarında olduğu gibi bu yorumlardan yalnızca bir tanesi gerçek hayatımızda bilimsel gerçeklere uygun bir şekilde açıklanabilmektedir. Her ne kadar diğer yorum gerçek olsa da ekosistem dışında kalan bir ortam için olması nedeniyle bizler için kabul edilebilir bir durum değildir.
Günlük hayatımızda gelişen teknoloji ile birlikte yer alan tüm elektrik, elektronik ve elektromekanik sistemlerin doğal olarak çalışmaya başlaması ile birlikte yaymış oldukları elektromanyetik alanlar hayatımızın bir gerçeği haline gelmiştir.
Bu sistemlerin çalışması için kullanılan parçalar ciddi olarak bir elektromanyetik alan oluşturmasına rağmen, bu elektromanyetik alan doğru ve kurallarına uygun bir şekilde kullanıldığında bazen elektrik üretmek, bazen hayat kurtarmak üzere ambulans ya da itfaiye çağırmak bazen de kaybolma riski olan bir kıymetli parça, yük vb malzemelerin yerini bilmek amacıyla kullanılabilmektedir. Bakış açısı çok önemli..
Devre tasarımlarını yaparken de aynı şekilde devre üzerindeki komponentleri ve yerleşimlerini birbirleri ile ilgisi olmasını istediğimiz ancak rahatsız etmeyecek, rahatsız olmayacak bir şekilde tasarlamalıyız.
Devre tasarımında EMC (Elektromanyetik Uyumluluk, EMC Testleri) çok kritik olarak; bazen tıpki hasta olduğumuzda ya da başımız ağrıdığında ya da stresli olduğumuzda en küçük bir gürültüden-olumsuzluktan dahi etkilenip en kıymet verdiğimiz bir şeyi kırdığımız gibi devre üzerindeki komponentler de birbirlerinin doğru çalışmasına engel olabilir.
Ürünleri tasarlarken bu gibi sorunlarla karşılaşmak istemiyorsak EMC, LVD, Akustik, Performans ve mekanik mukavemet ile ilgili konuları proje başından itibaren dikkate alıp, konunun uzmanları ile birlikte süreci yürütmek doğru olacaktır.
Bu her ne kadar proje için başlangıçta ilave maliyet gibi görünse de doğru laboratuvar ve uzman seçimi ile hem üretim maliyetleri düşecek, süreç kısalacak, hayatta en kıymetlimiz dediğimiz eşimiz, çocuğumuz, annemiz, babamız ve tüm diğer eşimiz-dostumuz dediğimiz insanlar zarar görmeden bu ve benzeri ürünleri kullanabiliyor olacaklar.
YAŞAMA HAKKI SAHİP OLABİLECEĞİMİZ EN KIYMETLİ VARLIĞIMIZDIR..
Doğru laboratuvar, doğru test, doğru uzman ancak bu gibi riskleri ortadan kaldırır. Akreditasyon herşey demek değildir, Akredite kuruluşlar doğru uzmanları bünyelerinde barındırmıyorlarsa, bu gibi risklerle tüketiciyi karşı karşıya bırakarak farkında olmadan çok ciddi hatalara sebep olmaktadırlar..